ÇORUM-KARGI
Türkler ve Kargı
Türkler'in Anadolu' yu yurt edinebilmek amacıyla gerçekleştirdikleri ilk seferler 1015 yılından itibaren Çağrı Bey ile başlamış; 1048' de Pasinler Savaşı ile Doğu Anadolu, 1071 Malazgirt Savaşı ile de Anadolu' nun önemli bir kısmı ele geçirilmiştir. Bu ünlü savaştan sonra Bizans ile anlaşma yapılmasına rağmen yeni imparator bu anlaşmayı tanımamıştır. Bu durum üzerine Selçuklu Sultanı Alparslan, Anadolu'da fethedilmeyen toprak bırakmamak için, savaşa katılan komutanlardan her birine değişik bölgelerin fethini tamamlama görevi vermiştir.
Kargı ve çevresini ilk ele geçiren, Alparslan'ın ünlü komutanlarından ayrıca Danişmendli devletinin de kurucusu olan Emir Danişmend Gazi' dir. Emir Danişmend, Malatya merkez olarak kurduğu bu devletin sınırlarını kısa sürede genişletmiş; kumandanlarından Emir Karategin'i Çorum, Çankırı ve Kastamonu' nun fethine yollamıştır. Kara Tegin'in 1083-1084 yılları arasında Kargı ve çevresini ele geçirdiği tahmin olunmaktadır.
OSMANLI DÖNEMİNE KADAR KARGI
Kargı Danişmendli egemenliğinden sonra sırası ile Anadolu Selçukluları, Çobanoğulları ve Candaroğulları'nm egemenliğine girmiştir. Kargı ve çevresinin Anadolu Selçuklu Devleti dönemindeki durumu ile ilgili geniş malumat bulunamamıştır; ancak Anadolu Selçuklu Devletinin en büyük hükümdarlarından biri olan Alaaddin Keykubat döneminde, onun emir'lerinden olan Çoban Hüsamettin Kastamonu'yu Rumlaf'dan alınca, bu şehir kendisine Timar olarak verilmiş, daha sonra Çankırı toprakları da Çoban Hüsamettin'in eline geçmiştir.
Çoban Hüsamettin Kastamonu ve Çankırı havalisinde yaklaşık 100 yıl kadar egemenlik kurmuştur. Bu dönem içerisinde Kargı ve Çevresinin idaresinin Çoban Hüsamettin'e bağlı olduğu tahmin olunmaktadır. Kargı' da bu döneme ait iz bulunmamaktadır.
Osmanlı öncesinde Kargı'da egemenlik kuran beyliklerden biri de Candaroğulları'dır. Candaroğullarmın egemenliğinin Kastamonu, Sinop, Çankırı, Kalecik ve Tosya ile birlikte Kargı'ya kadar uzandığına dair geniş bilgi bulunmaktadır. Bölgenin Tahrir defterlerinde Kargı Kazasının Dereköy (Yazıkilise) mevkiinin Çankırı'daki imarete bağlı olduğu, Candaroğlu Kasım Bey dönemine ait vakfiyeden de anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti, 1392-1393 tarihlerinde Kargı ve çevresini Candaroğullarmdan aldıysa da 1402 Ankara Savaşı ile Timur'a yenildiğinden bu bölge tekrar Candaroğullarma geçmiş; Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu sayılan Çelebi Mehmet döneminde Candaroğlu Isfendiyer Beyin Oğlu Kasım Bey ile dostluk kurulduğundan, CandaroğuUarı arazisinden Çankırı, Kalecik, Tosya ile muhtemelen Kargı, Çelebi Mehmet'in emri ile Kasım Bey'e terk edilmiştir.(1416-1417). 1430'dan sonra Kasım Bey'in ölümüyle Kargı ve çevresi Tosya ile birlikte Osmanlı egemenliğine girmiştir.
BÖLGENİN OSMANLI EGEMENLİĞİNE GİRMESİ
Kargı ve civarının Osmanlı Devletinin egemenliğine ilk defa girişi bir kısım kaynakta da yer aldığı gibi Yıldırım Beyazıt dönemine rastlamaktadır. Tarih olarak 1392' dir5. Bu dönemde özellikle İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde egemenlik kurmaya çalışan Kadı Burhanettin, 1392 tarihinde Amasya, Osmancık v.s. bu çevrede hakimiyet kurabilmek amacı ile Osmanlı ile yaptığı Kırkdilim Muharebesinde, Amasya Sancağı Beyi Şehzade Ertuğrul'u yenerek; onun ölümüne sebebiyet vermiştir. (Temmuz 1392). 1393 tarihine kadar Amasya ve bu bölgelere egemen olduysa da elde ettiği yerleri bu tarihte tekrar geri vermek zorunda kalmıştır.
1402 tarihine kadar Kargı, Osmancık, v.s. çevre Osmanlı egemenliğinde kaldıysa da bu tarihte meydana gelen Ankara Savaşı nedeniyle Osmanlı parçalanınca daha önceden havaliyi elinde bulunduran CandaroğuUarı tekrar bu topraklara sahip olmuştur. Aynı zamanda Isfendiyer Oğulları olarak da bilinen bu beyliğin hükümdarı Kasım Bey, Osmanlılar ile iyi münasebetler kurmuş; bir nevi yarı müstakil hükümdar olarak Osmanlıya bağlılığını sürdürmüştür. Kasım Bey'in döneminde Çankırı, Kalecik ve Tosya dışında Kargı'nın da ona bağlılığını gösteren en önemli belgelerden biri Tahrir defterleridir6. Kasım Bey Çankırı'da inşa ettirdiği imaretine Kargı Kazasına bağlı Yazı Kilise (Nam-ı diğer Dereköy) adlı köyü vakfetmiştir7. Kasım Bey'in 1430 tarihinden sonra vefat etmesi üzerine Kargı da bu tarihten itibaren Osmanlı hakimiyetine girmiş ve tesis edilen Çankırı Sancağının bir kazası olmuştur8. Genel olarak Kastamonu ve çevresinin 1460 tarihinde Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı egemenliğine girdiğini görüyoruz.
1460 tarihinden yaklaşık 16. yy'a kadar yeterli kaynak bulunmamakla birlikte Kargı'nın kaza olarak devam ettiği görülmekte; 16. yy1 da Anadolu Eyaleti'nin Çankırı Sancağının 10 kazasından bir tanesi olup yevmi 15 akçelik bir kadılık olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.9
Daha sonra Kargı isminin gelişiyle ilgili kısımda da yer aldığı gibi Yavuz Sultan Selim'in 1514 Çaldıran Seferi dönüşünde Veziriazam Sinan Paşa'nm Kargı'yı Kaza-i bir selahiyetle nahiye haline getirdiği de bilinmektedir.
Kargı ile ilgili 16. yy'a ait bir diğer bilgi A. KANKAL'm eserinde yer almaktadır.10 Yazar: " Birbirine yakınlığı itibariyle gönderilen fermanlarda Tosya ile Kargı beraber zikredilmiştir. 16. yy'da Kargı ile alakalı Mühime Defterlerinde üç kayıt mevcuttur. Bunlar 1576 yılında Kargı Kadısı'nm kardeşi ile birlikte kalpazanlıkta bulunduğuna dair kayıt, eğri, sipah ve Öküz Hayrettin adlı suhtelerin yörede halka zulümlerde bulunduklarına dair kayıt ve Kargı Subaşısı'nm da fukaraya zulm ettiğine dair kayıtlar olup bunların araştırılması ve eğer suçları sabit ise icabının yapılması için merkezden emirler gönderilmiştir." demektedir. Katip Çelebi ise "Cihannüma" adlı eserinde11 Kargı merkezini "Etrafı dağlık, ancak düz bir yerde vaki cümle etrafı bağlarla dolu bir kasaba" olarak zikretmektedir.
16. yy' da Kargı kazasına bağlı mühime defterlerinde 44 adet köy ismi geçmektedir. Bunlardan 4 tanesinin isminde kilise yazılıdır. Bundan Bizans ve önceki dönemlere ait Kiliselerin izlerinin varlığı anlaşılsa da yaşayan halkın dini ve etnik kökeninin farklı olduğuna dair bilgi yoktur. Sadece Kargı hudutları dahilinde hiçbir gayrimüslimin yaşamadığı tamamen Türk ve Müslüman olduğu kayıtlıdır.
Bugün önemli bir kısmı eski ismini muhafaza etmekle birlikte, 16. yy' da varlığı görülmesine rağmen günümüzde nerede olduğu bilinmeyen bazı köylerin tam ismi ve bugünkü durumu aşağıya çıkarılmıştır.
Kargı'nın ilk isminin "Blaene" olabileceğine dair üst konularda bilgi verilmişti. Ayrıca bazı kaynaklarda Kargı isminden önce bu yerleşim alanın "Taşlıköy" olarak adlandırıldığı da bilinmektedir.